Bir şarkı, ufacık bir name, ya da mırıldandığın bir kelime, ilk görüş, ilk duyuş, ilk hissediş... Sonra utangaçlık, pişmanlık, düzensizlik...
Sonra dünyanın en küçük vicdan parçasına sahip olan benlik, ben olma güdüsü. Düşünememe, hissedememe...
Hatırladığım şey, küçük bir gülümseme, sonbahar yağmurları yağmaya başlayınca...
Ve giderken baktığım, sonra da unuttuğum yollar, herhangi bir ağacın altına oturduğumda sıraladığım düzensiz dizeler, dizinsizlikler...
Yalanım oldu her kalp kırışım, kendime söylediğim küçücük, ufacık bir yalan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder