29 Temmuz 2008 Salı

Bir mezarda...


İnsalar, değişik hayatlar, birbirine benzemeyen düşünceler, duygular... Sonrasında bir anda bitebilen, değişebilen, duygular, düşünceler, hayatlar, insanlar... Hepsinin birer birer yokolduğunu duyumsamak... Mezarlar, toprak olan, ya da yakılan vucütlar. Dışarıdan herkes için aynıymış gibi görünen karanlık içerisinde yatmak... Ama güzel yanı, inancın doğrultusunda gideceğin yeri bilme, ya da onu kabullenmeme çabası içerisinde olmak...Yokluk değil tanımlamak istediğim, yok olmayacağını bilme düşüncesi aslında, ve mezarlarda uyumak mı? yatmak mı?...

Hayat bazılarımız için bir mezar taşı kadar gereksizken, bazılarımız için mezar taşları hayat kadar değerli olabiliyor, ve düşüncelerimiz bizleri bu kararlara götüren yanlışlar oluyorlar bir bakıma...

İşte bakış açımıza göre, bir mezarda uyumak ve bir mezarda UYUMAK böyle birşey...

Hiç yorum yok: