14 Mart 2011 Pazartesi

Sokaklardaki Birikim

Güzel şeyler hep sokaklardan çıkıyor, kötü şeylerin çıktığı kadar.
Sokakta olmak, üşümeden, acıkmadan düşünmemek gerekiyor bir şeyleri kavrayabilmek ve kavradığımını aktarabilmek için.

2001 yılında İBB Burs kuyruğunda beklerken çok feci üşütmüştüm, kar yağıyor ve rüzgar bir yandan vuruyordu arkama. Benim gibi herkes oradaydı ama bir benim üzerimde polar ve eski bir annem kazağı vardı sanırım herkes İstanbul kışlarına göre giyinmişken. O zaman tam 2 saat 15 milyon tl kadar bir parayı almak için beklemiştim, ne rezillik... Tabi sonra o 15 milyon tl miz, bim mazalarına gidip 3 S yi almakla geçti... Su, Süt, Sabun...

Burs kuyruğunda beklemek belki bir nebze, çalışmak daha zordu o zamanlar. Küçük esnafı övenler, küçük esnafta hiç çalışmayanlardı. Çünkü insanı en fazla ezen küçük esnaftı... İnsan kaytarmayı bilmeyince, üstüne iş yükleyen çok oluyordu. Önce patron, sonra iett, sonra yurt, sonra devlet... Ama herkes birbirinin üzerinden geçinirken bu dünyada, işçi sınıfını öven arkadaşlarımız yine çalışmıyordu da peki bu çark nasıl dönüyordu. Bende istemezdim, istemedim de başkalarının sıcak evinde gazete satarak, bildiri dağıtarak yaşamayı, propoganda yapmayı.

Şimdi düşünüyorum, bunları yaşamamış olsaydım, bu birikim nasıl gelecekti, nasıl kavrulacaktı insan, nasıl kamil olacaktı... Çizgilerinizi çizmeye başlarken, kalın ve esnek olanlarımı seçecektim, yoksa keskin ve belirgin olanları mı?

Ben çizgileri geniş olanlardanım, her ne kadar burs kuyruklarında saatlerce düzgün olmayan bir şekilde bekleyen insanlardan olsamda...

Hiç yorum yok: